Köşe yazıma başlamadan önce, şanlı ordumuzun tarihe düştüğü en önemli notlardan biri olan 30 Ağustos Zaferi’ni yani bayramımızı kutlayarak başlayıp, Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyoruz.
Günlerden hafta başı pazartesi ama sanırsınız sanki hafta sonu günlerden pazar, Beşiktaş çarşı içi insan seli, sanki derbi karşılaşması var ama öyle sanıldığı gibi değil. Normal bir lig maçı var. Yeni transfer Dele Alli’nin takıma katılması Beşiktaşlı taraftarları stada çekmeye yetti. Artık her maç Vodafone Park Kapalı gişe.
Müthiş taraftar önünde oynamak her futbolcuya nasip olmaz.
Beşiktaş takımı Çok özel bir takım oldu. Böyle bir oyuncu kadrosunu bir araya getirmek te çok önemli, bunları bir arada oynatmakta. Müsabakanın ilk yarısında öylesine keyifli bir Beşiktaş izledik ki, ilk devre bitmesin istedik. Gol pozisyonları, atılan gollerin hazırlanışı, Beşiktaş’ın oyuna asılması, ilk 20 de sol kanatta N’koudou ile daha sonra Rossier ile yapılan bindirmeler, kale önünde yapılan varyasyonlar, Weghoust’un gol adamlığı yanında asist özelliğini de göstermesi, kısacası futbol adına yapılması gereken her şeyi yapan bir Beşiktaş.
Bu takımın misyonu oyuna böyle başlamayı gerektiriyor ve öyle de müthiş bir tempoda başlıyor. Rakibine hücum hattındaki oyuncuların tamamı ile basıyor, defans öne çıkıyor, rakibe alan bırakmıyor ve oyunun da hakimi oluyor, golleri atıp skor üstünlüğünü eline geçiriyor. Sonra, ikinci yarı başlayınca, herkeste bir endişe, herkes te bir sıkıntı, geçmek bilmeyen dakikalar ve siyah beyaz kadar farklı bir takım.
Sevgili hocam, maçın ilk yarısında çatır çatır çalışan makineyi nasıl böyle devre dışı bırakmayı becerebiliyorsun?
Sana helal olsun.
Bu takım senin eserin, senin transferlerin, sistem senin, oyun senin, takımın sevabı da günahı da senin ama hocam her ikinci yarıda maçlar böyle gitmez. Oyunu elimde tutacağım diyerek bu takımın en iyi top yapan oyuncusunu yoruldu diye 55 nci dakikada oyundan alırsan, takımında balansını bozarsın. Sonra yaptığın değişikliklerle de toparlayamaz daha da bozarsın.
Allah’tan Gedson diye her yere koşan , her açığı kapatan bir oyuncun var da takıma müthiş katkı sağlıyor.
Bu akşam Beşiktaş’ın futbol adına yaptığı çok güzel şeyler vardı sahada. Bunları herkes biliyor. Bizim için esas sorun, bu takımın yapamadıkları. Yapamadıkları da kapasiteleri bu kadar onun için yapamıyorlar cinsinden de değil.
Oyuna asılmalarındaki ciddiyetin ikinci yarıya yansımaması, N’koudou gibi yetenekli oyuncuların ikinci yarıda oyun disiplininden kopması, aksayan oyuncuların yerine giren arkadaşların, yani kulübedekilerin oyuna katkı sağlayamamaları, bazı oyuncuların kendilerini verimli olarak kullanmayı becerememeleri gibi.
Beşiktaş adına yapılacak şeyler basit ve kolay.
İlk yarıda bu kadar coşkulu oynayan ve aldığı skoru yeterli gören oyunculara bunun yeterli olmadığı anlatılmalı ve müsabakanın 90 dakika olduğu hatırlatılmalı.
Bazı oyuncuların oyun disiplininden ayrılmalarının ağır faturaları olduğu anlatılmalı ve ilk yarıdaki yardımlaşmanın ikinci yarıda da yapılması gerektiği hatırlatılmalı oyunculara.
Maçın ilk yarısında oynanan oyuna şapka çıkartırım. Kötü oynayan bir tek oyuncu gösteremem. İkinci yarıda ise temponun düşmesi ve Beşiktaş’ın bu kadar silik bir oyun oynamasını da kabul edemem. İlk yarıda ortaya konulan futbolun yarısı kadar ikinci yarıda da oynamak gerek, yoksa şampiyonluk yolunda kazandığını sandığın maçları rakibine verirsin. Aman dikkat !
Beşiktaş‘ın futbolu Her hafta üstüne koyarak ilerliyor, bazı eksikler yok mu var tabi ki. Oyun 60 dakikadan sonra kopuyor rakip üstünlüğü ele alıyor ve bir tedirginlik başlıyor. Bunu 90 dakikaya yayıldığı an %de 100 lük performansa ulaşılmış olacak.
Weghorst Beşiktaş ‘ta bu akşam en çok beğendiğim hayranlıkla izlediğim oyuncusuydu. Maça asist ile başlayıp gol ile devam edip kendi ceza sahasından top çıkardı. Bir futbolcu bu kadar mı Profesyonel olur takıma katkı sağlar izlerken insan müthiş keyif alır. Weghorst’un Vodafone Park’ta seyircisinin önünde her maç gol ve goller atıp Freed From Desire (Weghorst On Fire) müziğini duymak istiyor.
Beşiktaş yönetimi ne yapıp edip bu oyuncunun bonservisini almalı.
Ali ENGİN