Galatasaray Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur, kulübün YouTube hesabında açıklamalarda bulundu.
“Her çocuk gibi benim için önemli olan tuttuğumuz takım Galatasaray’dı.” diyen Erden Timur, “Babam Mersin İdmanyurdu’nda yöneticilik yapıyordu. Takımda oynadım. Hep futbolla ve Mersin İdmanyurdu ile iç içeydik.” dedi.
Nasıl Galatasaraylı olduğu ve Galatasaray sizin için ne ifade ediyor sorularına Galatasaray Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur, “Benim babam da Galatasaraylı ama liberal bir adam. Özgür bırakıyordu. Beni eniştem Galatasaraylı yaptı. İlk Galatasaray ile sponsorluk anlaşması imzaladığımızda stattan çıktığımızda onu aramıştım. Tüneli ilk o zaman görmüştüm. Benim açımdan duygulu bir zamandı. İnsanın temel şeyi değerleridir. Çocukken aile büyüğü vasıtasıyla takım tutuyor. İlkokul, ortaokul ve lise döneminde başarı kazanıyor diye tutuyor. Belli bir yaştan sonra değerler bütünüyle kendi değerlerinin özdeşleşmesi gerekiyor. Galatasaraylılık değerleri, toplum için çok önemli değerler. İnsanlar bir coğrafyada doğuyorsa oraya, sonra dünyaya faydalı olmak. Bence Galatasaraylılık değerinin en önemli şeyi toplumsal fayda. 500 yılı aşan bir eğitim kurumunun oluşturduğu bir fayda. Oyuncuların transferi sırasında hep bunu anlattım. Dünyada burası bir lisenin takımı. Böyle bir şey yoktur. Herkesin övündüğü bir konu. Oradan çıkan değerler var. İnsanın hiçbir tutkusu ve amacı değerler bütününün üstünde olamaz. İnsan dönem dönem o şeye girer ama, hayatının en güzel an çocuğuyla ilgili dönemdir. Çünkü karşılıksız. Takımdaşlık da karşılıksızdır. Galatasaraylılığın benim için anlamı bu.” yanıtını verdi.
“GALATASARAY, TÜRKİYE’YE BİRÇOK SPORU GETİREN TAKIM”
Yeni dönemdeki beklentiler ve yapılanlar konusunda Timur, “Galatasaraylılık değerleri spor aracılığıyla toplumun gelişimine katkı sunar. Sonunda şampiyon oluyoruz. ‘Metinde sarıldığımsın’ diye bir şey var. Duygunun sonucunda ne yaşıyorsanız hayat amacınız o. Galatasaraylılık değerleri her zaman toplumu öncelleyen, toplumun kalkınmasına katkı sunan, spor aracılığıyla; Türkiye’ye bir çok sporu getiren takım. Toplumun da en çok ihtiyaç duyduğu şey şu an, birleşmek; bir olmak. Dünyevi amaç hiçbir zaman amaç olacak. Bir tutku olur, mücadele eder; ama amacı dünyeviyse bence biraz haybeye zaman oluyor. Amaç birleştirmek olmalı. Sevgi iklimini kullandığım bir ifadedir. Sevginin girmeyeceği bir kalp yok.” dedi.
“HERKES İYİ NİYETLE BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYOR”
Spor kulüplerinin en büyük amacının memleketi kalkındırmak olduğunu söyleyen Timur, “Önce kendi memleketine, sonra dünyaya bir şeyler yapmak. Bir başarı olacaksa bunsuz olduğunda bereketsiz oluyor. Gerçek sevgi iklimi olmadığında başarı olmuyor. 3.5 ayda ne oldu? Herkes takip ediyordur. Geçmiş dönem başkanlarımız örneğin sayın Adnan Polat. Florya’ya geldi. Ada’nın açılışına geldiler. Sayın Burak Elmas geldi. İnsanlara açık olmak gerekiyor. Kimseyi yargılamamak gerekiyor. Herkes iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Geçmiş için de gelecek için de. Sevgi iklimini sadece Galatasaray’a değil, Türkiye’ye yaymamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“VEKALET OLARAK BURADAYIZ”
Erden Timur, “Hangi yönetimin kişinin değil, önemli olan Galatasaray’ın olması. Yeni bir çok proje var. Yeni dönemde yine bir çoğu olacak. Biz vekalet olarak buradayız. Emanet iş. Ama emanet iş yapmak çok zor bir iş. 20-21 yaşından beri istikrarlı olarak kilo alıyordum. Bu süreçte 6-7 kilo verdim. Eşimin tarafı Antepli. Hep de çok yoğun çalışırdım. İlk defa kilo verdim. Emanet iş çok zor bir iş. Kendi işinde hata yaparsan bedelini sen ödüyorsun. Burada emanet iş. Parayı kim veriyor. Taraftar veriyor. Sponsorun da, yayın gelirinin de parasını taraftar veriyor. Florya’ya girerken bu duyguyu aklımdan çıkarmamaya çalışıyorum.” dedi.
“BİRBİRİNE EN AZ GÜVENEN TOPLUMUZ”
Galatasaray ile sponsorluk ilişkileri konusunda ise Erden Timur, (Sportif AŞ’ye geçiş) Dursun başkan göreve talip olduğunda benimle görüştü. Birlikte sürece başladık. Sonrada bir konu söz konusu oldu. Yönetim kurulunda başkan yardımcısıydım. Biz de zaman zaman duygularımızla hareket ediyoruz. Ben bu vesileyle müsaade istedim. Sonra da evime gelen insanlar olmuştu. Bir ağabeyim de ‘Sen bize haksızlık ediyorsun, bizi yarı yolda bırakıyorsun’ dedi. Duygu ve düşüncemde haklı olduğumu düşünüyordum. Ben de Sportif AŞ’ye gireyim, yalnız bırakmamış olayım dedim. Böyle bir şekilde oldu. Sportif AŞ’de de alt yapıyla ilgilenirim dedim, A Takım’la değildi. Seçimden sonra Dursun başkan görevimi tevdi etti. 2017’de ilk sponsor olduk. 15 Temmuz’dan üç gün sonra mıydı, el sıkıştık. Bir hafta sonra sözleşme imzaladık. Sonra da öyle devam etti. İnsanın gönlü başka bir şey istiyor. Bilinmek bazı insanların hoşuna gider, bazılarının gitmez. İnsanın tutkusunu kontrol etmek için karşılıksızlığa ihtiyaç var. Burada da o tip şeyler olunca ister istemez hoşunuza giden şeyler oluyor. ‘Ben de hiç çıkmayayım’ dedim. ‘Konuşman gerekiyor’ dendi. Erden Timur şöyle böyle deniyordu. Galatasaray basketbolunu yönetirken, o fikri yönetme fikri sayın Burak Elmas’ın fikriydi. İyi yönetimde zaten takdir ediliyorsun. Ancak takdir edilmesi gereken başka insanlar da oluyor. Efes maçı sonrası konuşmuştum. Seçim sürecinde de iletişim temsilcisi olarak görevlendirildim. Toplumda bir güven bunalımı var. Birbirine en az güvenen toplumuz. Üstüne çok düşünülmesi gereken bir şey. Ben de çok dikkat etmeye çalışıyorum.” şeklinde konuştu.
“GALATASARAY’IN ÇIKARI İÇİN KONUŞMAK GEREKİYOR”
Toplamda 3 kez ekrana çıktığını söyleyen Timur, “Bir kez maç sonrası hakem konusuydu. İlkinde transfer stratejimizi anlatmaktı. Geldiğimizde transfer süreci başlamıştı. Ondan sonra hocamız, sayın Torrent’in giderken bir yük oluşturmaması içindi. İki aylık bir sürecimiz var. O iki ay altı günde mevcut bütçe, bir önceki senenin transfer ve maaş bütçesine uygun bir strateji uygulayacaktık. Sonuna kadar o bütçeyi oluşturmak için beklemeniz gerekiyordu. Belli bir zaman sonra nereye geldiğimizi söylemek için ekrana çıktım. Bazen Galatasaray’ın çıkarı için konuşmak gerekiyor. Yusuf konusu oldu. Ben konuşmadım. O zaman konuşuyor oluruz” açıklamalarını yaptı.