Öncelikle taraftarlara ne mesaj vermek istersin?
“Elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz veriyorum. Onları gururlu hissettirmeyi hedefliyorum. Finalde tabii ki en önemli şey sonuçtur. Her maç savaşacağımızdan emin olabilirler. İnanıyorum ki şampiyonluk hedeflerimize ulaşacağız. Burayı daha da büyütmeye geldim.”
“VODAFONE PARK’TAKİ İLK MAÇ İÇİN SABIRSIZIM”
Beşiktaş dışında teklifler aldın mı? Futbola bakışında para ne kadar önemli?
“Başka ülkelerden daha iyi teklifler yapıldı. Belki bir başkası olsa yüzde 95 değerlendirirdi. Çok fazla sebep var ama birinci sebep tutku olabilir, para hiçbir zaman önceliğim değil. Hâlâ başaracak çok şeyim var. Dünya Kupası oynayacağım, milli takımın kaptanıyım. Avrupa’da kalmayı bu yüzden çok istedim. Arap Yarımadası’ndan ilgilenenler vardı ama rekabete tutunmak için en iyi tercihi yaptım.”
Wolverhampton ile 2019’da Avrupa Ligi’nde Beşiktaş’a rakip olduğun maçla ilgili anıların var mı?
“O gün stat tam dolu olmasa da atmosfer hissediliyordu. Takım içerisinde arkadaşlarımızla, ‘Stat dolu olmadan atmosfer bu kadar etkileyiciyse, tam kapasite dolsa nasıl olurdu?’ diye konuşmuştuk. Bu yüzden Vodafone Park’ta ilk maçıma çıkmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Formaya 90 dakika sadık kalacaksın!
Saiss, saha içinde ve dışında kendisini nasıl tanımlar?
“Saha dışında basit bir insanım. Ailemle, eşimle, çocuklarımla vakit geçirmeyi tercih ediyorum çünkü benim için çok önemliler. Saha içerisinde daha farklı bir karakterim. Kaybetmeyi hiç sevmiyorum, hatta nefret ediyorum. Bir futbolcu sahada her şeyini vermelidir. Kimseyi aldatamaz, kandıramazsın. Kötü paslar, şutlar bunlar futbolun içerisinde var ama mücadele etmemek yok. Futbolcu her şeyini vermelidir. Bu konu teknikle ya da kapasite ile anlatılamaz. Giydiğin formaya 90 dakika sadık kalmayla alakalı bir konu. Antrenman olsun, maç olsun yüzde yüzümü vermem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü savaşmadan hiç kimse sana kendi elleriyle bir şey vermeyecektir.”
“EŞİM, ÇOCUKLARIM VE BEN İSTANBUL’U ÇOK SEVDİK”
İstanbul’u nasıl buldun?
“Buraya tek başıma değil ailemle geldim. İmzaya geldiğimde İstanbul’da birkaç gün geçirme fırsatım oldu. Eşim ve çocuklarım şehri gerçekten çok sevdi, ben de sevdim. Hepimiz İstanbul’da bulunmaktan dolayı mutlu olduk ve doğru kararı verdiğimizi düşündük. Boğaz başlı başına etkileyici ve güzel. Daha çok vakit geçirip, daha fazla gezerek şehri tanımak istiyoruz.”
“BEŞİKTAŞ AVRUPA’DA POPÜLER!”
Beşiktaş’a gelişinde ne etkili oldu?
“Beşiktaş, Avrupa’da da popüler ve Türkiye’nin en büyük kulübü. Böyle bir kulüpte oynamayı her futbolcu ister. Ghezzal çok eski arkadaşım. Onunla konuştum. İngiltere’de geçirdiğim 6 yıldan sonra İstanbul ve İngiltere farklı yerler olduğu için soru işaretlerim vardı. Ancak Faycal Fajr, El Kaabi ve Fransa’daki Türk arkadaşlarım bana “Türkiye’ye bir kez gidersen çok seversin” dedi. Hocayla konuşmam da çok verimliydi. İnsanların bana verdiği değeri hissettim ve bu projenin bir parçası olmak istedim.”
“3 YIL ÖNCE DOĞRU ZAMAN DEĞİLDİ”
Beşiktaş daha önce de seni transfer etmek istemişti. Neden olmadı?
“Üç sezon öncesinde durum daha farklıydı. Sözleşmem devam ediyordu. O zaman doğru an, doğru zaman değildi. Kulübümde iyi bir konumdaydım, Premier Lig’deydim ve keyfim yerindeydi. Beşiktaş ile ilgili olumlu fikirlerim hep zihnimde vardı. Şimdi buradayım, siyah-beyazlı formayı giyiyorum ve bundan dolayı çok memnunum.”
İngiltere’de 6 sezon geçirdi. Bu serüveni nasıl geçti?
İngiltere’de kariyerimin en iyi yıllarını geçirdim. Kulübe ilk gittiğimde Championship’teydi ve alt lige düşmeme mücadelesi veriyordu. Bıraktığım noktada ligin ilk 10’unda yer alan takımdan ayrıldım, Avrupa Ligi oynadık. Yapabileceğimin en iyisini yaptım ve bundan da çok mutluyum. Elimden gelen her şeyi verdim. Orta saha olarak geldim, yıllar içerisinde stopere dönüştüm. Bunun sebeplerinden Fas Milli Takımı, orada stoperde oynuyordum. 6 harika yıl geçirdim. Çok arkadaş biriktirdim, unutulmaz maceralar yaşadım. Wolverhampton’a gidişim de proje dahilindeydi. Amaç takımı Premier Lig’e çıkarıp gediklilerinden biri haline getirmekti. Bunları başardığımız için mutluyum. Harika insanlar tanıdım ama hayat böyledir beni başka bir yere çekti. Her bitiş yeni bir başlangıçtır. Wolverhampton maceram bitti Beşiktaş ile yeni bir sayfa açtım.
İngiltere’deki favori stoperi ve kendisini en çok zorlayan oyuncu kimdir?
Tek bir isim söylemek çok zor. Birçok farklı tarzda savunmacılara karşı oynadım. Van Dijk, Ruben Dias ve Thiago Silva örneğini verebilirim. Dijk ve Dias’ı ayrı tutarım bence dünyanın en iyileri. Zorlandığım oyuncu olarak Eden Hazard’ın Chelsea döneminden bahsedebilirim. Sağ, sol ayağını efektif kullanabilen çok yetenekli bir oyuncuydu. Her futbolcunun yapamadığını yapıyordu. Bazısı topla iyidir, bazısı topsuz oyunda etkilidir ama Hazard bunların hepsini en iyi şekilde yapabiliyordu. Salah, Mane ve Manchester City’nin tüm oyuncularını da sayabilir belki ama Hazard benim için hepsinin bir adım ötesinde.
(SABAH)