Durun arkadaşlar, durun beyler, ne oldu böyle, hemen herkes kılıçları çıkardı ve kesmeye başladı. Altı üstü bir mağlubiyet aldık. Daha lig bitmedi. Böyle maçları geçmişte de yaşadık , gelecekte de yaşayacağız. Sakin olur, doğru analiz yaparsak kaos yaşamadan problemi daha önce çözer ve krizden kurtuluruz.
Bakıyorum herkes bir Necip tutturmuş gidiyor. Hatalı pas yaptı doğru ama Necip ilk kez mi pas hatası yapıyor? Peki kaleci Emre yanlış yerde durmadı mı ?
Defansta 6 ya 5 sayısal üstünlüğümüz varken o golü nasıl yedik?
Orta sahadan gerekli destek neden geç geldi. Kaleci Emre’yi eleştiriyor ve tecrübesizlikle suçluyoruz. Adamın yaşı 17 arkadaşlar ve bu çocuk bu yaşta Beşiktaş’ın kalesini koruyorsa onu alkışlamak ve onore etmek lazım. 17 yaşındaki çocuktan 30 yaşındaki birinin tecrübesini beklemek ne kadar doğru ki. Tecrübe dediğiniz şey yaşanmışlıkla ilintili değil mi ? En önemlisi de bu bir takım oyunu değil mi? Neden birbirinizin hatasını kapatmıyorsunuz? Neden biz iyi bir takımız, birimiz hata yaptı mı öbürümüz onun hatasını kapatırız demiyorsunuz ve gereğini yapmıyorsunuz?
Sevgili hocam, sen öfkeni kontrol altına alamazsan oyuncularından bunu nasıl istersin. Bu yönetim sana tribünden takımı yönet diye mi para veriyor ? Sahanın dışından daha mı faydalı olursun ? Lütfen bu maçı oturup sakin kafa ile bir kez daha seyredin ve ne kadar kötü bir gününüzde olduğunuzu bir kez daha izleyin, yaptıklarınızı ve yapmamanız gerekenleri izleyin. Tabi ki maçın son 10 dakikası hariç.
Maçı kısaca özetlemek isterim. Oyunun başlaması ile birlikte sazı Büyükşehir eline aldı ve ilk devre bitene kadar da bize vermedi. Adamlar orta alanda acayip şekilde pres yapıyor ve bize nefes aldırmıyorlardı. Topa sahip olan Beşiktaşlıların karşısına en az 2-3 kişi ile dikilip amansız bir pres yapıyorlar ve topu söke söke kazanıyorlardı. Topu kazanmaları ile birlikte hızlı bir şekilde hücum yapıyor ve defansı da orta alana çıkartıyorlardı. Beşiktaş’tan fazla koşuyorlar ve yine Beşiktaş’tan fazla pas yapıyorlardı. Defanstan çıkarken olağan üstü paslaşma ve yardımlaşma ile çıkıyorlar Beşiktaş’ın ise çıkışını son derece etkili bir şekilde engelliyorlardı, Beşiktaş’ın çoğu oyun başlangıcını uzun toplarla yapmasını sağladı ve oyun kurmasını engelledi.
Büyükşehir’deki oyuncuların büyük çoğunluğu topla rakip alana dripling yapan ve dikine oynamayı iyi becerebilen oyunculardan kurulu idi. Müsabakanın ikinci yarısında Beşiktaş oyuna ağırlığını koyar diye bekledik ama olmadı. Beşiktaş’ı iyi çalışan Büyükşehir teknik kadrosu gerekli tedbirleri almış ve Beşiktaş’ın kanattan yaptığı bindirmeleri engelleyerek Weghorst’un beslenme kanallarını tıkamıştı. Bu tempoyu sürdüremez ve yorulurlar derken kadrosu daha zengin olan Büyükşehir’in yaptığı değişiklikler, yorulan bölgelere iyi tedavi oldular. Beşiktaş’ta ise N’koudou tek başına oyunu kurtaracak fırsatlar bulmuş olmasına rağmen golü atamayarak takımın ivme kazanmasına ve oyuna ortak olmasına yardım edemedi. Atılabilecek bir gol bana göre kesinlikle ikincisini de getirecekti. Bulduğun gollük pozisyonları golle sunuçlandıramazsan rakip bir gelir atar golünü. İkinci yarının bilhassa son çeyreğinde Beşiktaş rakibinden daha iyi idi ama bu durum maçı kazanmaya yetmedi.
Beşiktaş’tan biraz daha iyi organize olan bir takıma yenildik. İyi oynamadık ve oyun karakterimizi sahaya yansıtamadık. Zaman, kavga ve kaos zamanı değil, yaralarımızı birlikte sarıp, birbirimize daha fazla destek olup bir an önce toparlanmamız lazım. Daha çok önemli maçlar var önümüzde. Tabi ki bu benim gözlemlerim, katılıp katılmamakta herkes serbest.
Ali ENGİN