Beşiktaş yoluna dolu dizgin gidiyor, son 5 maç alınan 5 galibiyet ve toplanan 15 puan Beşiktaş’ı maç fazlası ile ikinciliğe kadar yükseltti.
Futboldan anlayanların çoğu bilir ki, derbi maçları sonrasındaki maçlar hem çok zordur, hem de çok tehlikelidir. Derbi maçını kazanıp sonraki haftalarda maç kazanamayan takımları bilirim. Derbiyi kaybedip sonra üst üste maç kazanan takımları da bilirim. Yani stratejik olarak kazanılması çok önemli bir maçı kazanıp biraz kendine geldi Beşiktaş.
Şimdi haftaya oynayacağımız Trabzon maçına daha da güvenle bakabiliriz. Bir ikinci itirazım da bazı arkadaşlarıma olacak. Daha maç başlamadan, bazı arkadaşlar şöyle yorumlarda bulunmuşlar. Efendim o oyuncu o mevkide oynar mı, falan oyuncu kulübede ama filan oyuncu oynuyor, böyle bir takım olur mu gibi söylemlerde bulundular. Arkadaşlar bu yazdıklarınız rakiplere yarıyor bize değil. Her gün sabahtan akşama kadar beğendiğiniz ve beğenmediğiniz o oyuncular ile yatan-kalkan, sürekli çalışan, teknik-taktik ve mental eksiklerini tamamlayan teknik heyetin böyle bir hakkı olmasın mı? Yapmayın ve bu konuda biraz töleranslı davranın lütfen.
Gelelim oyuna; Beşiktaş’ın maça geç konsantre olması, derbi maçının kazanılması biraz takıma rehavet getirmiş nasıl olsa kazanırım etkisi yapmış oyunculara, bunun takıma olumsuz etki yaptığını gözlemlerken, istediklerini iyi yapan, maça iyi konsantre olan ve topu iyi kullanan Giresun’u oyunda bir adım öne taşıdı.
Giresun, hem istediklerini yapıyor ve hem de kazandıkları topu çabuk oynayarak önde çoğalan Beşiktaş’lı oyuncuların eksikliği nedeni ile Beşiktaş’ın ceza alanına çok rahat giriyorlardı. Beşiktaş’ın oyuna dönmesi için bir şoka ihtiyaç vardı ve o şok ise erken yenilecek bir gol idi ve Beşiktaş’ın kendine gelmesini sağlayacaktı. Hakikaten de yenilen gol Beşiktaş’ın aklını başına getirmiş ve takım mücadeleci kimliğine bürününce oyunda da hakimiyeti ele geçirip ilk devreyi 2-1 önde kapatıyordu. İkinci yarının çok farklı geçeceği ilk yarının son dakikalarında belli oldu. Maçın kazanılmasında aktif rol oynayan ve çok ta başarılı bulduğum Masuaku, Redmond ve Abubakar kendi oyun karakterlerini sahaya yansıtınca galibiyetin gelişi belli oldu. Redmond’un attığı gole Satürn gezegeninden bile alkış geldi. Ayağına topu her aldığında acaba şimdi ne yapacak diye ilgi ile izlenir oldu. Bu gol, herkesin atacağı bir gol değil. Yine Aboubakar’ın attığı gol de öyle. Özel oyuncular bu arkadaşlar ve attıkları goller de çok özel. Redmond’un adam geçişindeki yeteneğine ayrı bir hayranlığım var, adam yürür gibi çalım atıyor ve rakip ona hiçbir şey yapamıyor. Bu akşam kötü demeye dilim varmıyor ama Gezzal biraz daha iyi performans gösterse oyun hem farklı olur hem de daha önceden Beşiktaş lehine dönerdi.
Bu arada Giresun’un iyi oyunundan da bahsedelim, kalecisinin yeteneğinden de. Beşiktaş gibi bir takıma hem de kendi sahasında pres uygulayıp onu pas hatası yapmaya zorlayan bir takımı bu seyirciler çok görmedi. İyi bir takım ama çok fazla yetenekli oyunculara sahip olmayınca yapacaklarınız da bir yerde bitiyor. Bizden bu kadar diyor sizin anlayacağınız.
Ayrıca yediğimiz gole de biraz değinmek istiyorum. Bu takımın göbekteki ikilisi bu kadar kolay gol fırsatı vermemeli. Sais ve Omar’ın adam paylaşımındaki yanlışlığı ve sorumsuzluğu bu golü getirdi. Bu seviyelerde top oynayan arkadaşların böyle gol yeme hakları yok. Arkana bakacaksın arkadaş, defans zincirini ve kaymaları tam yapacaksın. Yoksa oynadığınız oyun güme gider.
Bir sözüm de Abubakar’a: maçı kazanmak için sarf ettiğin enerjiye hayranım ama her takımın defans oyuncuları seni hata yapmaya zorlayıp oyun dışında bırakmak istiyor ve sen onların bu isteğine her hafta olumlu cevap veriyorsun, yapma. Bu takımı hem eksik hem de sensiz bırakma. Buna hakkın yok, lütfen sakin ol ve kimseye bulaşmadan maçı tamamla.
Haftaya Trabzon maçı var, aynı keyif ile oynayın ve o zevki bize de geçirin. Çünkü, biz bu Beşiktaş’ı seyretmekten çok mutlu oluyoruz.
Ve son olarak bir kaç kelimede Şenol Hocam için karalayım dedim; Şenol hocam takıma hava getirdi, bir aile ortamı oluşturdu bu ortam takıma kan getirdi ve ardı ardına alınan başarılı sonuçları getirdi ve puan sıralamasında üst sıralara taşıdı takımı. Sezon başında çok söyledik ama anlatamadık, Şenol hoca takıma daha erken gelmiş olsa şu an belkide şampiyonluk hesapları yapıyorduk kimbilir, Beşiktaş ‘lı yönetim Şenol hocayı takıma daha erken getirmeliydik diye hayıflanmıyor değildir herhalde.
Ali ENGİN