
Hakem Yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı yazdığı yazıda bir çok soruyu da ardı ardına sordu.
TFF, jübileyi ‘üçlü’ yapalım diye mi planladı yoksa zaten sadece Çakır için mi düşünülmüştü?
TFF veya MHK’dan “Bahattin Duran ve Tarık Ongun da jübilede olmalı” diyen nezaket sahibi biri çıktı mı?
TFF, Duran ve Ongun’u davet ettiği halde olumsuz yanıt mı aldı? Gerekçeleri neydi?
“Cüneyt’e jübile sözü verdim” diyen TFF Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi’nin bu jesti, bireysel söz müydü?
Her konuşmasında “Kanatsız kuş uçamaz” diyen ve kulüplerle TFF’nin bağını böyle ifade eden sayın Büyükekşi, Çakır’ın 12 yıllık kanatlarından yoksun jübileye çıkmasını nasıl yorumlamakta?
TFF, “Bahattin Duran ve Tarık Ongun Azerbaycan’da eğitimciliğe başladı. Artık bünyemizde olmayanlara jübile yapmamızı gerektirecek bir durum yok” mu demektedir?
MHK, Duran ve Ongun’u teşekkür plaketiyle uğurladı. Jübile konusunda bir çaba sarfetti mi?
Cüneyt Çakır, “Sayın Büyükekşi, jestinize minnettarım, lakin Türk hakemliğini gururla temsil ederken tüm röportajlarımda ‘ekip’ konusuna dikkat çektim. Birimizin olası başarısızlığı, muazzam zinciri bozma riskine sahipti. Ekip olarak başardık. Bahattin ve Tarık ile jübile yakışır” dedi mi?
Cüneyt Çakır bu cümleleri söyleyip olumsuz yanıt aldıysa “Nazik davetinize teşekkür ederim ancak bu gururu birlikte başardığım ekibim olmadan jübileye çıkmam” diyemedi mi?
Tarık Ongun ve Bahattin Duran, “Dünya arenasındaki ilk günden, 8 Mart darbesinde seni yalnız bırakmayıp görev istemediğimiz saniyeye kadar kardeşten öteydik Cüneyt, böyle bir günde nasıl olmayız” dedi mi? Cüneyt, Bahattin, Tarık, MHK ve TFF… Söz sırası sizde… Hangisi?