
Beşiktaş, bu akşam bana göre en ideal tertibi ile sahaya çıktı. İstanbul’u rahat yener diyenler yine yanıldılar. Beşiktaş’ın kendi sahasında yenilmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. İstanbul spor oyunun ilk yarısını rakibi karşısında çöpe attı. Hiçbir şekilde oynamadılar ve de oynatmadılar. İstanbul’un, oyunu 30 metrelik bir alana sıkıştırması Beşiktaş’ın oyuna hakimiyetini sağlamış gibi görünmesine karşılık, oyun yavaş ağır oynanıyordu. Evet, top sürekli Beşiktaşlı oyuncularda idi ama buna rağmen ceza alanı etkinlikleri yoktu. Her pozisyonda karşılarında İstanbullu oyuncuları görüyorlardı. Sadece pas yapıyor ama tehlike yaratamıyorlardı. İstanbullu oyuncular, Beşiktaşlı oyunculara topu teslim edip , sürekli rakiplerini topla oynatıyor ve ceza alanı çevresine sokmuyorlardı. Bu sıkıntılı durumdan kurtulmanın tek yolu, topu dripling ile yarı alana taşıyıp, dikine oynayarak forvet oyuncularını markajdan kurtarıp onların koşu yoluna top atmaktı ama bu da olmadı ve tam da ümitlerin kesildiği bir anda Ghezzal‘ın kornerden kullandığı topa müthiş bir kafa vuran kaptan Cenk takımını ipten alıp soyunma odasına moralli gitmesini sağlıyordu.
Beşiktaş, ikinci yarıya tempoyu biraz yükseltip başladı. Zaten 1-0 yenik olan İstanbul ise biraz erkenden risk alıp oynamaya başladı. Bu durum Beşiktaş’a çok yaradı ve çabuk oyuncuları ile rakip kale önünde etkili olmaya ve gol fırsatları yakalamaya başladılar. 56. dakikada Abubakar’ın şapka çıkarılan “Plase böyle yapılır!” dediği gol takımın direncini arttırıp farka gideceğiz derken; Beşiktaş’ın en formda oyuncusu olan kaleci Mert’in yaptığı hata ile oyunun gerilmesine ve takımın sıkıntıya girmesine neden oldu. Gerçi hemen arkasından harika bir top çıkarıp kendisini affettirdi. Sonra yapılan değişiklikler ve Beşiktaş’ın 70 nci dakika sendromu devreye girdi, büyük riskler alan İstanbul sporlu futbolcular Beşiktaş kalesinde tehlike yaratırken, kendi kalelerinde de sıkıntı yaşıyorlardı. Redmond’un attığı gol ile maçı koparttık diyebilirim, Redmond kendi yarı alanından aldığı topla müthiş dripling yaparak Aboubakar‘ın rakip defansı üstüne çekerek Redmond’a boş alan bırakıp önünü boşaltması Redmond’un sol ayağı ile topa mükemmel vurması sonucu Premier Lig golü izlememize vesile oldu. Burda Redmond’un, oyuna ikinci yarıda girmesi eğer bir taktik hamlesi ise , bu hamle işe yaradı, eğer değil ise lütfen haftaya da bu oyuncuyu ikinci yarı oyuna sokun lütfen. Bana göre Türkiye liginde bu kadar kolay çalım atabilen ve takımını öne taşıyabilen bir başka oyuncu yok. Bu oyuncuyu ya formda bir Ghezzal ile beraber oynatıp kesinlikle geriye gelmesini istemeyeceksin ve takımın rahat bir şekilde öne çıkmasını bu iki oyuncu ile sağlayacaksın ya da ikinci yarıda yorulan rakip defansın boşalttığı alana girmesini sağlayıp kale önünde kontra yakalayacaksın.
Bu galibiyet ile Beşiktaş’ın zirveden kopmadığını görmek hepimizi mutlu etmiştir umarım. Akşam oyunda gözüme batan oyuncu yeni transfer Onur’du, sağ tarafı o kadar verimli kullandı ki kendine bravo dedirtti. Bu akşam maçı izleyenler Avrupai, Premier Ligi vari goller izlediler. Ben izlerken müthiş keyif aldım açıkçası.
Önümüzdeki hafta Fenerbahçe derbisi var bakalım nasıl bir derbi olacak? Beşiktaş‘ın Kadıköy’de Fenerbahçe‘yi yeni galibiyet serisine devam ettirmesini bekliyorum..
Ali ENGİN