– Yönetimin ilk aylarında bazı internet sitelerinde hakkında FETÖ’cü olduğuna dair haberler çıktı. Dalgakıran araştırınca haberleri bazı yönetici ve kulüp profesyonellerinin yaptırdığını buldu. Bu çıkışın gerekçesi Dalgakıran’ın ikinci başkan olmasıydı. Çünkü o koltukta başka bir yöneticinin gözü vardı ve o olmayınca doğal hedef olmuştu.
– Kendisine kumpas kuranların ses kaydına ulaştı. Bu kaydı başkan Ahmet Nur Çebi’ye dinletti.
– Bazı yöneticiler kurumsal iletişim üzerinden kendisine mobing uyguladı.
– Kurumsal ilişkiden sorumlu yönetici olmasına rağmen kendisinden habersiz kurumsal iletişime atamalar yapıldı, dışarıdan firmalarla anlaşıldı.
– Sergen hoca krizini çözmek için devreye girince bazı yöneticiler kendisini hedef aldı. Şampiyonluk kutlamalarında boğazdaki tekne turu sırasında yol boyunca Sergen Yalçın’ı ikna etmeye çalıştı.
– Kulübe en çok katkı sunan yöneticilerden olmasına rağmen seyahat ve deplasmanlar için açılan cari hesaptaki bakiyesi dillere dolandı. Ne başkan ne de başka yönetici, “Aslında kulübe katkısı şu kadar milyondur” diye açıklama yapmadı. Linç edilmesinden adeta zevk aldı.
– Coin işinde kulübe 700-800 milyon TL gelir getirecek projeyi anlaşma noktasına getirdi. Ancak bazı yöneticiler bu anlaşmayı engelledi.
– Son olarak Sportif AŞ’deki bir ihaleye itiraz edip istifasını verdi. Başkan Ahmet Nur Çebi kendisini vazgeçirdi.
– Dost sohbetlerinde yeni yönetimde olmayacağını söylüyordu. Galatasaray derbisi sonrası yapılan yönetim kurulu toplantısında bu kararını deklare etti. Kendisi resmi açıklama yapmamasına rağmen bazı yöneticiler her ihtimale karşı haberi sızdırdı.
– Adnan Dalgakıran’ın yakın çevresine yaşananlardaki rolü nedeniyle başkan Ahmet Nur Çebi konusunda büyük hayal kırıklığı yaşadığını söylediği konuşuluyor.
Bir sonraki yazılarımda görüşmek üzere…